Günümüzde
algı ve imaj oluşturma konusunda en
önemli ve etkin araçlardan birisi kesinlikle eğitim sistemidir. Geniş kitlelere
istenilen mesajı ulaştırmak açısından ders kitapları mükemmel bir araçtır. Ders
kitapları uzun zamandır Balkanlar’daki devlet politikasını bu coğrafyanın tarihsel gelişimini yeni
nesillere yaymak açısından bir kılavuz
olmuştur. Bu konuda Bosna Hersek diğer Balkan ülkelerinden farklı
konumda değildir, hatta bu geleneğin başarısını ve nasıl uygulandığını gösterebilmek için ideal bir uygulama sahasına sahiptir.
Bosna Hersek’te son yirmi yıl içerisinde
yaşanan siyasî ve sosyal hayattaki karmaşık durumun, eğitim sistemine ve ders
kitaplarına da kötü bir yansıması olmuştur. Tarih boyunca bu coğrafya da
bulunan milletler arasında yaşanan bazı
düşmanlıklardan dolayı oluşan önyargılar, Yugoslavya’nın dağılmasından sonra kamuya
açık anlatılmaya ve kendi toplumundan olmayanlara karşı kışkırtıcı ve korkutucu
bir araç olarak kullanılmaya başlandı. Bosna savaştan etnik ve dini açıdan çok
bölünmüş bir hâlde ile çıkmıştır. Bunun en büyük nedeni de aşırı
milliyetçiliktir. Böyle bir durumda aynı ülkede üç ayrı etnik toplumun kendi
milli tarihleri anlatılıyor. Sırp ve
Hırvat ders kitapları kendi tarihlerini anlatırken Bosna’yı değil de, Sırbistan
ve Hırvatistan’ı odak noktası haline getirdiler. Problem bununla kalmamaktadır; aynı zamanda ülkenin
etnik toplumları, “ötekini” ve diğerleri’nin
kültürünü ve tarihteki rolünü tehdit ve dehşet dolu bir dönem olarak algılatmaktadır. Bu
zihniyetin açık ve net görüldüğü dönemlerden birisi de kesinlikle Osmanlı
tarihidir.
“Bosna’nın Ders Kitaplarında Osmanlı/Türk
İmajı” hakkında Türkiye’deki bilim adamları tarafından çok çalışma
yapılmamıştır. Bosna’da bile bu konu üzerinde yeni çalışılmaya başlanmıştır.
Boşnak bilim adamları tarafından en ciddi çalışmayı, Saraybosna Üniversitesi İslam Fakültesinde görev
yapan Ahmed Alibaşiç isimli öğretim görevlisi yapmıştır. Onun makalesi
Kristiyan Moe editörlüğünde yazılmıştır ve Dini
Ötekilerin İmajı: Batı Balkanlarda Söylem ve Mesafe isimli kitapta
bulunmaktadır.[1]
Alibaşiç’in yaklaşık kırk sayfalık makalesi Bosna
Hersek Ders Kitaplarında Osmanlı İmajı adını taşımaktadır. Kendisi 2005
yılından önce bütün coğrafyanın ilkokul ve lise kitaplarını incelemiş ve bunun
üzerine iyi ve objektif bir çalışma yapmıştır.[2]
Bölgedeki diğer ülkelerin ders kitapları üzerine çalışmalar da var.
Hırvatistan’dan Damir Agiçiç, ve Sırbistan’dan Dubravka Stoyanoviç[3]
kendi ülkelerinin ders kitaplarını analiz etmişlerdir. Agiçiç aynı zamanda
Hırvatistan’ın bazı ilkokul ve lise kitaplarının yazarıdır. Bunun dışında Balkanlar’da Tarihsel Mitler isimli kitapta ders kitapları
hakkında yazısı vardır.[4]
Ders kitapları hususunda en önemli nokta ders
kitaplarının uluslararası örgütler ve
bilim kurumları tarafından koordine
edilmesi konusunda yürütülen projelerdir. Savaştan sonra tarih öğretimi ve ders
kitapları konusunda ortaya çıkan bu karışık durumu bir an önce değiştirmek
gerekiyordu. Bu noktada ilk girişim uluslararası toplumun örgütleri tarafından
yapılmıştır. Bu örgütler sırayla: Yüksek Temsilcilik Ofisi (OHR), (OSCE), Avrupa Konseyi, UNESCOve Dünya
Bankası’dır. Örgütler Bosna da yaşayan farklı milletlerin ortak bir his ve
vatanseverliğini yaratacak ders kitapları düzenlenmesi gerektiğini
savunuyorlardı. İlk adım Saraybosna Kantonu’nda 1998 yılında atılmıştır. Bundan
sonra ikinci adım olarak aynı projenin tüm Bosna’ya uygulanması gerekiyordu.
Aynı yılın Mayıs ayında uluslararası toplumun sponsorluğu ile Federal bölgeden
ve Sırp Cumhuriyeti’nden temsilciler bir araya geldiler ve Ders Kitaplarını İncelemeye ve Hakaret İçeren Maddelerin Çıkarılmasına
İlişkin Anlaşma (Agreement Regarding Textbook Review and Removal of
Offensive Material) isimli sözleşme imzaladılar. Bu anlaşma Haziran ayında
yenilendi. Bunun ardından birkaç sözleşme daha imzalandı. Bosna Hersek, Avrupa
Konseyine başvurunca, ders kitaplarında sakıncalı maddelerin kaldırılmasına
gerek duyuldu ve Mostar şehrinde, 19 temmuz 1999 yılında; Bosna
Hersek’te 1999-2000 Eğitm Öğretim Yılında
Kullanım da Olacak Ders Kitaplarından Sakıncalı Maddelerin Kaldırılması
Üzerine Anlaşma (The Agreement on Removal of Objectionable Material from
Textbooks to be used in Bosnia and Herzegovina in the 1999-2000 School Year)
metni imzalandı. Aynı gün bir tane daha anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşma da; 19 Temmuz Tarihli Bosna Hersek’te 1999-2000
Eğitim Öğretim Yılında Kullanım da Olacak Ders Kitaplarından Sakıncalı
Maddelerin Kaldırılması Üzerine Anlaşma’nın Uygulaması, ismini taşımıştır.
Bu anlaşma 1999. Ağustos ayında Banya Luka şehrinde imzalandı. Ders kitabından
sakıncalı olan maddelerin kaldırılması noktasında hiç hız kesilmeden ortak bir ders programın yapılmasına gerek
duyulmuştur. Bununla ilgili anlaşmalar 2000 yılında bakanların bir araya
gelmesi ile imzalandı ve çalışmalar ortak bir beyannamenin ortaya çıkmasına
neden oldu. Şimdi herkesin memnun olacağı ders kitabını üretmek gerekiyordu.
Buna geçmeden ilk önce kitaptaki sakıncalı maddeleri belirlemek lazımdı. Bu işi
yapacak olanlar iki entiteteden[5]
komiteler oluşturuldu. Onların anlaşamadıkları maddelerde OHR, UNESCO ve Avrupa
Konseyi tarafından kurulmuş olan Bağımsız Komisyonun müdahale etmesi
gerekiyordu. Sakıncalı maddeler iki farklı yöntemle belirlenmişti. Birinci
yöntem, sakıncalı olan yazının üzerinden keçeli kalemle geçilmesi, ikinci
yöntem ise mühürle uyarı konulmasıydı. Uyarıda ‘’Aşağıdaki pasaj gerçeği
kanıtlanmamış bilgi içerir, ya da gücendirici ve yanıltıcı olabilir; madde şu
an inceleme altındadır’’ şeklinde yazılmıştır. Bu iki yöntemle, ders
kitabındaki sakıncaları çıkarıp, çocuklara ötekilerini (diğer milletleri),
tarihte olmuş trajedilerle veya tarihsel yanlışlarla anlatmayı durdurmak ve
nefretin yeni nesillerde yayılmasına son vermek hedeflenmiştir.
Uluslararası toplumun yürüttüğü bu projelerin
uygulanmasında bazı problemler yaşanmıştır. Reformlar genelde sosyal bilimleri
kapsayacaktı. Bunlar arasında: tarih,
anadiller (Boşnakça, Sırpça ve Hırvatça), coğrafya, görsel kültür, müzik
kültürü, müzik, iktisat ve sosyal bilim dersleri vardı. Reformlar ilk başta yavaş
ilerledi. Bazı okullar bu projelerden kaçınmayı istemişlerdir. Projelerin
başlangıcından birkaç sene sonra, bazı okullar hala eski ders kitaplarını
kullanmaya devam etmiştir. Okulun ilan
tahtasında değiştirilmemiş sayfaların sergilenmesi gibi olaylar yaşanmıştır, ya
da kitapta üstü çizik olan bölümlerde ne yazdığı öğrencilere anlatılmıştır.
Proje uygulama aşamasında birkaç başarısız sene geçince 2004 Mayıs ayında tüm
eğitim bakanları bir araya geldiler, coğrafya ve tarih dersleri için kılavuz
düzenleyecek bir komisyonu kurmaya karar verdiler. Bir sonraki yılın Nisan
ayında, komisyon kılavuzu hazırladı ve bunu tüm düzeylerdeki eğitim bakanları
imzaladı. Bununla büyük bir adım atılmış oldu ve ortak ders kitapları yazmak
için sağlam bir temel kurulmuştu. Kılavuzda kitap yazarlarına üç öneri
verilmiştir. 1) Öğrenciler her üç millet ve azınlıkların tarihî ve coğrafyası
hakkında temel bir bilgi almalıdır. 2) Kitapların odak noktası Bosna Hersek
olmalıdır. 3) Kurucu milletler[6]
ve azınlıklar ve diğer milletlerin hassasiyetlerine saygı gösterilerek
anlatılmalı. Bunu başarmak için komisyon kitaplarda siyaset tarihinin daha az kullanılmasını
önerdi. 2006 yılında Bosna Hersek’in tüm
eğitim bakanları kılavuzu kabul ettiklerini imzaladılar. Böylece kılavuzun önerileri
2007/2008. Eğitim Öğretim Yılında
kullanımda olan ders kitaplarında uygulanacaktı. Bundan sonra, projede
beklenildiği kadar büyük gelişmeler
olmadı. Ders kitapların geliştirilmesi farklı başarılar kaydedildi. Mesela,
Hırvat ders kitaplarının sadece Hersek bölgesinden yazarlar tarafından
yazılması dışında olumlu bir değişklik olmadı. Bu kitaplar, Zagreb’te basılmış
olan ders kitaplarına halen çok benzemektedirler. Kılavuzun imzalanması Hırvat
ders kitaplarının asıl kısmını da çok geliştirmedi. Ders kitaplarında tarih
anlatımında halen milli tarih üzerinde duruluyordu ve Hırvatistan odak nokta
olarak geçiyordu. Sırp tarih ders kitaplarına gelince burada da didaktik kalite
açısından bazı gelişmeler olmuştur. Bunun dışında yazılar daha kısa ve
yazılarda daha çok illüstrasyon bulunmaktadır. Ayrıca ders kitaplarının esas
kısmında ciddi bir gelişme olmamıştır. Burada kılavuzun önerilerine çok
uyulmamıştır. Sırp millî tarihî üzerinden tarihçilik ve Sırbistan odak noktası
zihiniyetinin değişmediğini görebiliriz. Boşnak ders kitaplarınında kılavuzun
önerileri en başarılı şekilde uygulanmıştır. Zaten Boşnak tarihçiliği Bosna
Hersek’i her zaman odak noktası olarak görmüştür. Boşnak tarih ders
kitaplarında bunun dışında diğer iki millet ve azınlıklar konusunda kılavuza
uyulduğu ve Avrupa yolundaki eğitim ile ilgili hedeflere yaklaşıldığı
görülmektedir.
Ders kitapları Bosna’da üç farklı tarihi
anlatmaktadırlar. Her millet kendi yayınevlerinin bastırdığı ders kitaplarını
kullanmaktadır. Boşnak ders kitapları dokuz, Hırvat üç, Sırp ders kitapları ise
bir yayın evinden basılmaktadır. Boşnak ders kitapları yayınevlerinin ve
yazarların daha da para kazanmaları için her eğitim senesi başında lobicilik
faaliyetleri yapılarak okullara ve öğretmenlere ders kitaplarında çok büyük
değişiklikler yapmaksızın yeniden satılışa sunulmaktadır. Bu durum, gelişmeleri
de takip etme işini oldukça zorlaştırıyor. Osmanlı ve Türk tarihi anlatımı
konusuna gelince, bu konuyu anlamak için tarih yazıcılığının ve siyasi
gelişmelerin değişimini başından beri takip etmek gerekmektedir. Siyasi ortamın
etkisi ve yansımaları dışında, ders kitapları konusunu iyi anlamak için
Balkanlarda tarih yazıcılığı en önemli unsurlardan birisidir. Uzun zamandır
olumsuz anlatılan Osmanlı Tarihi, Avrupa’nın getirdiği bazı reformlardan sonra
birkaç ülkede imajın değişmesine sebep olmuştur. Olumsuz anlatım dışarıdan
gelen baskı sonucunda değiştirilmiştir. Böyle örnekleri Bosna’nın komşusu olan
Sırbıstan’da net olarak görebiliriz. Bosna’da her üç millet Osmanlı dönemini
farklı algılamaktadır. Boşnaklar bu dönemi genelde olumlu görseler bile, bazı
yerlerde Osmanlı’ya karşı negatif bir algının olduğunu ders kitaplarından
anlıyoruz . Osmanlı’ya olan görüşü iki döneme ayırabiliriz: Birinci dönem
Osmanlı’nın Bosna’yı fethinden Karlofça Anlaşması’na kadar olan dönemdir. Bu
dönemde Osmanlı dönemi genelde Boşnak ders kitaplarında övülmektedir. Osmanlı
ile beraber yeni bir medeniyetin geldiği görüşü mevcuttur. Bu medeniyetin
Bosna’ya olan olumlu etkilerinden bahsedilmektedir. Farklı dinlerin aynı
coğrafyada asırlarca birlikte yaşaması, Osmanlıların mimari ve kültürel
katkıları, siyasi alanda Avrupa’nın en güçlü ülke haline gelmesi, askeri
teşkilatın çok disiplinli olması bahsedilen en iyi örnekler arasındadır. Bu
görüş 18. yüzyılından sonra ki dönemi anlatan bölümlerde radikal bir şekilde
değişiyor. Osmanlı Devleti’nin çalkantılı dönemlere girmesi, Bosna’nın sınır
eyaleti olmasının daha da önemini artırmıştı. Sınırlarda sürekli savaş halinde
olan Osmanlı Devleti, Boşnakların sırtları üzerinden devletin sınırlarını
savunduğu görüşü vardır. Boşnaklar bu sınır çatışmalarında kendilerini mağdur
olarak görüyorlar . İster asker açısından ister lojistik açıdan olsun merkez
tarafından yeterince yardım alınmadığı hissi yaygındır. Merkeze karşı
memnuniyetsizliği daha da artıran, Boşnakların böyle kötü bir durumda
olmalarına rağmen, Sultan tarafından farklı cephelere (İran ve Rusya)
gönderilmeleridir. Tanzimat reformlarına Boşnaklar özelikle karşıydılar. Boşnak
ders kitapların burada savundukları düşünce, bu reformların Bosna’yı savunmasız
bırakacağı ve eyaleti en iyi kendileri savunacağı düşüncesidir. Sırp ve Hırvat
ders kitaplarında Boşnaklarınkinden
bambaşka bir bakış açısı vardır. Onlar genelde tüm Osmanlı dönemini
olumsuz görmelerine rağmen, Reform dönemine Boşnaklar kadar olumsuz
bakmıyorlar. Onların ders kitaplarına göre Boşnak derebeyleri kendi
ayrıcalıklarını kaybetmek istemediler ve bu yüzden reformlara o kadar
karşıydılar. Boşnak ders kitaplarında diğer iki milletininkinde olduğu gibi
kendini haksız görmek gibi bir düşünceye rastlamak imkansızdır. Her milletin bu
konuda ortak noktası da budur, ötekilerini tüm belaların suçlusu olarak
göstermek ve hiçbir zaman suçu kendinde aramamaktır. Öte yandan Osmanlı dönemi
ile ilgili Sırp ve Hırvat ders kitaplarında ‘’Kötü zamanların en kötüsü’’[7]
veya ‘’En zor durumda Hırvatlar idi’’ gibi ifadelere rastlamak mümkündür. Summa
summarum diyebileceğimiz her millet Osmanlı’yı kendi ‘’egosantrik dünya
bakışlarının’’ ölçümlerine göre ölçtüğüdür. Yine bu konuda Boşnak ders
kitapları en iyi durumda olmalarına rağmen, maalesef son zamanlarda, bilimsel
ve objektif bir perspektifin oluşturulması açısından, ders kitapları zehirli
bir ortamda üretildikleri için bu tuzağa
yakalandıkları görülmektedir. Boşnak Tarih yazıcılığında böyle bir tonun olmasının
sebebi, son zamanlarda, Sırp ve Hırvat tarih yazıcılığının saldırılarından
dolayı, kendine savunma mekanizması oluşturmasıdır. Bu apologizm ve defansiftik
tarihe bakışın objektifitesini bozmaktadır. Böyle örneklerden birisi de Osmanlı
dönemi olmuştur.
Cumhuriyet dönemi ve Atatürk’ün yaptığı
reformlar özelikle Hırvat ders kitaplarında olumlu karşılanıyor. Bazen Atatürk,
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan mağlubiyetlere ve Sevr
Anlaşması’yla Osmanlı devletini sınırlayan büyük güçlere karşı doğan bir umut
ışığı olarak görülüyor. Bu dönemlerde Osmanlı Padişahı Avrupa devletlerinin
kontrolü altında güçsüz kalmış olarak anlatılıyor.[8]
Türk ulusunun kurtarıcısı olarak algılanan Atatürk özelikle sonradan getirdiği
reformlarla övgüleri toplamaktadır.[9]
[10]
Tüm bu dönem tamamıyla pozitif olarak gösterilmiyor. Ders kitaplarından
birisinde ‘’Madalyonun İki Yüzü’’ olarak geçen bir başlık altında Türklerin bu
değişim sürecinde Ermenilere soykırım yaptıkları gibi iddialara da rastlamak
mümkündür.[11] Genel
olarak bakacak olursak, Türklere ve Osmanlı İmparatorluğu dönemine karşı klasik
algının önceki dönemlere göre çok değişmediğini görebiliriz.
Ders
kitaplarında tespit edilen görüşlerin öğrencileri ne derece etkilediğini
anlamak için Bosna Hersek’in iki entitesinde ve çeşitli ilçelerinde, her üç
etnik toplumu kapsayan, ilkokullarda ve liselerde okuyan öğrencilere anket
soruları dağıtıldı. Bu anket soruları şu anda halen, Bosna’nın farklı
okullarında uygulanmaktadır ve yakında daha geniş kitlelere ulaşması
beklenmektedir. Anket soruları öğrencilerde Osmanlı ve Türkler hakkında nasıl
bir algının olduğunu bize çok net göstermektedir. Bu araştırmanın en önemli
amaçlarından biri Türkiye’nin son dönemlerde Balkanlarda bulunduğu girişimlerin
Türkiye’ye ve Türk tarihine olan “klasik” algıyı ne kadar değiştirebildiğini
öğrenmektir. Anket sonuçları uzun zamandır olumsuz olan algının pek de
değişmediğini bize çok açık bir şekilde göstermektedir. Yapılan anketlerde,
özellikle de Bosna’nın Sırp kesiminde yaşayan gençlerde, olumsuz algının halen
mevcut olduğunu görmekteyiz. Sırp gençlerine “Osmanlı denince aklınıza ilk ne geliyor?” sorusu sorulduğunda,
öğrencilerin büyük çoğunluğu “işgalci”
veya “düşman” cevabını vermişlerdir. İşgalci % 49 oranında, düşman %40 oranında seçilmiştir. Aynı
soru Türkiye Cumhuriyeti için sorulduğunda cevapların büyük çoğunluğu “İslamist’’ olmuştur. Bu cevabı, anketi
dolduran Bosnalı Sırp öğrencilerin %60’ı vermiştir. %22’si ise düşman seçeneğini seçmiştir. Dost cevabını ise sadece %4-5 oranında
bir öğrenci grubu seçmiştir. Hırvat okullarında varılan sonuçlar biraz daha
pozitif olsa da, algının genelde çok olumsuz olduğu söylenebilir. Hırvatların
çoğunlukta yaşadıkları şehirde yapılan ankette “Osmanlı deyince aklınıza ilk gelen nedir?” sorusu öğrencilere sorulduğunda
öğrencilerin %49’u düşman, %25’i güçlü, %23’ü işgalci cevabını seçmiştir. “Türkiye
denince aklınıza ilk ne geliyor?” sorusunda ise, öğrencilerin %46’sı İslamist, %24’ü güçlü, %14’ü düşman, %13’ü
dost cevabını seçmiştir. Aynı anket
soruları Boşnak okullarında da dağıtılmıştır. Burada varılan sonuçlar halen
inceleme altındadır ve en kısa zamanda bu bilgiler de kamuoyu ile
paylaşılacaktır.
Türkiye,
Balkanlarda etkin bir politika üretmeyi düşünüyorsa eğer, ders kitapları ve
burada kendi toplumu ve tarihi hakkında mevcut olan imajın bir an önce bilimsel
seviyeye getirilmesi konusunda elinden geleni yapmalıdır. Türkiye Bosna
Hersek’teki ders kitaplarında kendi tarihi hakkında mevcut olan imajın
değişmesi konusunda, siyasi ve bilimsel kurumların da yardımını alarak bir
takım çalışmalar yapmalıdır. Şu ana kadar Türkiye’de Bosna’nın ders kitapları
konusunda Balkanlar ve Karadeniz Araştırmaları Merkezi’nin çalışmaları dışında
ciddi bir çalışma yapılmadığı görülmektedir.[12]
Bosna’daki eğitim ve var olan olumsuz imajın değiştirilmesi açısından, Yunus
Emre Merkezi’nin katkısıyla Türkçe dilinin bazı okullarda seçmeli ders haline
gelmesi dışında, Türkiye tarafından imaj değişitirme konusunda çok az olumlu
katkı gösterilmiştir. Türkçe’nin seçmeli ders olmasının da, son zamanlarda
Bosna’da yayınlanan Türk dizilerinin etkisine eskiden olan imajı az da olsa
değiştirmesi konusunda teşekkür etmek gerekir. Türkiye’nin gelecekte Bosna’da önemli
bir faktör olma yolunda bugünlerde o kadar açık görülmese bile en büyük engellerinden birisi kesinlikle kendi
tarihini anlatan ders kitaplarında var olan olumsuz imajıdır.
[1] Christian Moe, İmage of the
Religious Others: Discourse and Distance in the Western Balkans, Novi Sadi
CEİR, 2008.
[2] Alibaşiç’in ders kitapları ile ilgili makalesi Türkçeye
de tercüme edilmiştir.
[3] V. Pešić i R. Rosandić,
Ratništvo, patriotizam, patrijarhalnost; Udžbenici istorije kao ogledalo
vremena, Beograd, 1994, sayfa 77-105.
[4] Grupa Autora, Zbornik radova:
Historijski Mitovi na Balkanu, İnstitut za İstoriju Sarajevo, Sarajevo, 2003,
sayfa 139-161.
[5] Bosna Hersek iki siyasi parçadan
oluşmaktadır. Bunlar Boşnak ve Hırvatların birlikte oluşturdukları Federal
bölge ve Sırpların yaşadıkları Sırp Cumhuriyeti bölgesidir.
[6] Anayasal milletler olarakta
bilinen Bosna Hersek’in üç kurucu milleti vardır anayasaya göre. Bunlar
Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlardır. Diğer milletler azınlık kategorisine
giriyorlar. Bunlar ilk başta Yahudiler ve Romenlerdir.
[7] İstorija, za 7. Razred osnovne škole, Rade Mihaljčić, Zavod za udžbenike i nastavna sredstva
Istočno Sarajevo, 2009,
sayfa 191.
[8] Stjepan Bekavac, Mario Jareb,
Miroslav Rozić,
Povijest 8, 1. İzdanje, Alfa, Mostar, 2008, sayfa 16.
[9] Historija 4, Bosanska knjiga, s.
73.
[10] Povijest 8, s. 17.
[11] Ante Birin, Miroslav Rozić,
Tomislav Šarlija, Povijest 6, Udžbenik za 6. razred osnovne škole, Alfa,
Mostar, 2012, sayfa
Odličan blog, svaka čast na uloženom vremenu i trudu.
ReplyDeleteČitamo se kasnije ;)
Hvala ti Nihade. İ ti mozes napisati nesto na ovom blogu ukoliko zelis, otvoren je svima. Ovdje sam objavio jedan clanak sto sam pisao u vezi hıstorijskih udzbenika u BiH. Vidimo se u Stambolu ako Bog da. Selam
Delete